|   | Deutsch |   |   | Turkish |   |
 |  | Kanone | |  | Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah. |
 |  | Schild | |  | Savaşlarda ok, kılıç, süngü vb. silahlardan korunmak için giyilen, demir ve tel levhalardan yapılmış giysi. |
 |  | Pfeil | |  | Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk. |
 |  | Feuersignal | |  | Yangın uyarısını, tehlikesini bildirmek için verilen işaret. |
 |  | Hydrant | |  | Cadde ve sokaklarda su şebekesine bağlı olarak belirli yerlere yerleştirilmiş, üzerine hortum takılabilen kalın musluk. |
 |  | Fallschirm | |  | Hava taşıtından veya yüksek bir yerden atılan bir cismin veya atlayan bir insanın kontrollü biçimde yere inmesini sağlayan araç. |
 |  | Rauch | |  | Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz. |
 |  | Gefängnis | |  | Gözaltına alınan kimselerin konulduğu yer, nezaret. |
 |  | Gefängnis | |  | Hapishane |
 |  | Polizeiwagen | |  | Polislerin görev sırasında kullandığı araba. |
 |  | Behälter | |  | tank |
 |  | Rakete | |  | füze |
 |  | Pistole | |  | Kısa, hafif, cepte veya belde taşınan ateşli silah. |
 |  | Abzeichen | |  | Yakaya takılmak için çeşitli biçimlerde yapılan, bir kuruluşun sembolü sayılacak genellikle küçük metal nesne. |
 |  | Unfall | |  | Can veya mal kaybına, zararına neden olan kötü olay. |
 |  | Plünderer | |  | Kapıp kaçmak yoluyla hırsızlık yapan kimse. |
 |  | Taschendieb | |  | Hissettirmeden insanların cebinden eşyasını çalan kişi. |